CHP kimseye altın tabak içinde genel başkanlığı sunmaz
28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Serbestiyet yazarlarının sorularını yanıtladı.
Partisindeki değişim çağrıları ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun adaylık senaryosu sorulan Kılıçdaroğlu, “CHP, genel başkanını kurultaylarda seçer. Adaylar çıkar ve yarışırlar…Hiç kimseye altın tabak içinde genel başkanlığı sunmaz” dedi.
Kılıçdaorğlu’na sorulan sorulardan bazıları ve verdiği yanıtlar şöyle:
Partinizde bir değişim talebi olduğu aşikar. Siz de ‘Asla değişimin önünde duran olmam’ demiştiniz. Acaba sizin kafanızdaki değişim, bir genel başkan değişimini de kapsıyor mu?
Sayın Mahçupyan’ın sorusuna verdiğim yanıtta da vurgulamaya çalıştım. Hangi konuda olursa olsun; “değişim” dediğimiz olgunun tek boyutu olmaz. Tek boyut üzerinden değerlendirilen, tartışılan “değişim” olgusu, “değişim” olmaz. CHP’de genel başkan da değişebilir; değişmiştir de… Genel başkanların, değişime karşı olması da kabul edilemez; haliyle genel başkan olarak değişime karşı değilim. Öncelikle yanıtlanması gereken soru şu: “Hangi değişim?” Değişimler ileriye dönük olmalı. İleriye doğru her değişim, öncelikle demokrasinin güçlenmesine yol açar.
Cumhurbaşkanlığı adaylığınız sırasındaki mesajlarınızda Türkiye’yi barıştırmış bir siyasetçi olarak bir miras bırakmak istediğinizi söylemiştiniz. Siyasette bundan sonra bir hırsı olmayan bir siyasetçinin cumhurbaşkanı olması adaylığınızın en güçlü argümanlarından biriydi. -Demokrat dede- olarak anıldınız. Ama seçimlerden sonraki açıklama ve siyasetiniz koltuğu bırakmamak olarak görülüyor. Neden CHP liderliğinde yerel seçimlere kadar ya da bir süre daha kalmak istiyorsunuz? Mesele koltuğu bırakamamak mı? Motivasyonunuz nedir, seçmenlerinizi nasıl ikna etmeyi düşünüyorsunuz? Partinin geleceğiyle ilgili endişeleriniz ve korkularınız mı var?
Evet, Türkiye’yi barıştırmak temel hedefim. Bugün de aynı düşünceyi taşıyorum. Siyasette hırsı olmayan ama siyaseti akılcı politikalarla yürütmek isteyen bir siyasetçiyim. Yaşamımın hiçbir döneminde de koltuk hırsım olmadı. Ki sadece bir imgelem olarak değil, somut olarak da o koltukta oturan olmadım; tercihim vatandaşlarımızın arasında olmaktan yana oldu. Ben Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanıyım. CHP’nin şu an itibariyle kaptanı benim. Ve şu anki görevim, grup konuşmamda da belirttiğim gibi CHP’yi güvenli bir limana götürmektir. Ama şu da kesinlikle ve kesinlikle unutulmasın. CHP, bir iç deniz gemisi değildir. CHP engin denizlerin gemisidir. Cezaevindeki bir dostumun, William Shakespeare’e atfen anımsattığı üzere, CHP’nin rotası her zaman her zaman engin denizler, okyanuslardır ve öyle de olmalıdır. Bunun geri dönüşü yoktur. CHP kimin yanındaysa ve kimin karşısındaysa; bu okyanusların, engin denizlerin gemisi olduğu içindir. CHP’yi bir iç deniz gemisine çevirecek tartışmalardan ve bu tartışmaların sonuçlarından uzak tutacağım. CHP, herkes için ve her alanda hakkı, hukuku, adaleti savunmaya devam edecektir. CHP beşli çete ve beşli çeteyle cisimleşmiş yağma düzenine karşı pozisyonuna devam edecektir. CHP kadınların, gençlerin partisine mutlaka dönüşecektir. CHP kimseyi ötekileştirmeyecektir. Toplumun farklı kesimlerinin birbirini sevmesi, aynı şekilde düşünmeleri gerekmiyor ama bir kesimin birbirine saygı duyması gerekiyor. Asgari müştereklerde buluşup; bu birlikteliğimizi nasıl azamileştirebilir; bunun arayışında olmamız gerekiyor. CHP bu süreçte öncü bir partidir, yol açıcı bir partidir. Yenilemek gerekirse, engin denizlerin partisidir. Partinin geleceğiyle ilgili endişelenmek, bir CHP’liye yakışmaz. CHP’nin geleceğiyle ilgili her kim endişe taşıyorsa, CHP’nin tarihini bilmiyor demektir. CHP, ülkemizin ve partimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ten bu yana karşılaştığı her zorluğu yenmeyi başarmıştır.
Dersim katliamına “bir uygarlık projesidir” diyen CHP’den bugün geçmişi eleştiren, helalleşen CHP’ye giden yol nasıl örgütlendi nasıl gelişti? Bundan sonra ne yönde gelişecek?
Bu sorunuz çok daha uzun bir yanıtı hak ediyor. Ama daha kısa bir biçimde ifade etmek gerekirse; kimseye kin tutmuyoruz. Haliyle kimsenin de bize kin tutmasını istemiyoruz. Yukarıda da vurguladığım üzere; aynı şeyleri düşünmek zorunda değiliz ve hatta birbirimizi sevmek zorunda da değiliz ama birbirimize saygı duymalıyız. Herkesin birbirine saygı duyması gerekiyor. Herkesin, herkesin hakkına, hukukuna, adaletine saygı göstermesi gerekiyor. Bu bilinç değişimini sağladığınızda başladı asıl değişim. Ve değişimi de bu doğrultuda sürdürmeliyiz. Bir ortam düşünün; çeşitli önyargılar, ön kabuller nedeniyle birbirleriyle diyalog kurmayan bir yığın insan. Ya böyle bir sorun yokmuş gibi davranacak ve kendi yaşamınızı sürdüreceksiniz ya da sorunu çözmek için diyalog kuracaksınız. Biz diyalog kurmaktan yana yaptık tercihimizi.
Başta İstanbul olmak üzere muhalefetin birçok büyükşehri kazanmasının ancak Kürt oylarıyla mümkün olduğunu biliyoruz. Böyle bir gerçek ortadayken ve HDP’nin bu defa kendi adaylarıyla yarışacağı aşağı yukarı belli olmuşken Mart ayındaki yerel seçimlerde HDP’ye karşı politikanız ne olacak?
Yerel seçimlerin milletvekili seçimlerinden ayrı dinamikleri var. Bu seçimlerde aday çok önemli. Halkın beğendiği, güven verdiği adaya farklı partilerden yurttaşlar da oy vermektedir. Yeşil Sol Parti demokrasiye inanmış, saygı duyduğumuz bir parti. Biz, çıkaracağımız ve yeniden aday göstereceğimiz adaylarla, toplumun tüm kesimlerinin, geçmişte hangi siyasi partiye oy vermiş olursa olsun herkesin oyuna talip olacağız. 31 Mart 2019 seçimlerinde izlediğimiz politika buydu. Geldiğimiz nokta itibariyle, kazandığı tarih itibariyle seçmen memnuniyetini kaybeden neredeyse tek bir belediye başkanımız yok. Tüm belediye başkanlarımız kazandıklarından çok daha yüksek bir oranla seçmenin desteğini almış durumda.
CHP’nin ne zaman genç bir genel başkanı olabileceği konusunda bir tahmin yapabilir misiniz? Ekrem İmamoğlu’nu CHP genel başkanlığı için yeterli görmüyor musunuz? Emekliliğinize dair ne tür planlar yapıyorsunuz?
CHP, genel başkanını kurultaylarında seçer… Adaylar çıkar ve yarışırlar… CHP, hiç kimseye altın tabak içinde Genel Başkanlığı sunmaz. Bu davranış CHP’nin geleneğinde yoktur. CHP Kurultaylarında Genel Başkanların yaşından ziyade birikimine, çalışkanlığına, halkla ilişkilerine vs. bakılır. Ekrem Bey de dahil olmak üzere elbette her CHP’li, CHP’ye Genel Başkan adayı olabilir. Bunda hiçbir tereddüdüm yok…