Bilim insanları 2022’deki keşifleriyle tarihe ışık tuttu
Bilim insanlarının çalışmalarıyla geçmişe ışık tutulurken 2022’de yapılan yeni keşiflerde en çok dinozor fosilleri gündemde yer edindi.
Yapılan bir araştırmada, Moğolistan’da penguenler gibi modern dalıcı kuşlara benzeyen “aerodinamik gövdeye” sahip ancak uçmayan yeni “yırtıcı ve dalıcı bir dinozor” türü keşfedildi. Fosilin, uçmayan ve iki ayak üzerinde yürüyen etçil dinozor türünün ilk temsili olduğuna işaret edilerek bu türe “çok dişli yüzen avcı” anlamına gelen “Natovenator polydontus” adı verildi.
Bilim insanları, Güney Afrika ülkesi Zimbabve’de yaklaşık 201 ila 252 milyon yıl öncesine ait olduğu düşünülen bir dinozor fosilini gün yüzüne çıkardı. Fosilin incelenmesinin ardından yayımlanan araştırmada buluntunun Afrika’da şimdiye kadar ortaya çıkarılan en eski fosil olduğu belirtildi.
İspanya’nın kuzeyindeki Burgos kenti yakınlarındaki Atapuerca arkeolojik kazı alanında ise 1,4 milyon yıl öncesine ait olduğu tahmin edilen eski insan fosili bulundu. Uzmanlar, bu fosilin Avrupa kıtasında şimdiye kadar ortaya çıkarılan en eski insan fosili olduğu görüşünü savunuyor.
BİLİNEN EN ESKİ YIRTICI HAYVAN FOSİLİ BULUNDU
İngiltere’deki arkeolojik kazılarda iki yeni keşif yapılarak hem Avrupa’nın “gelmiş geçmiş en büyük kara dinozoruna” ait kalıntılara hem de bilinen en eski yırtıcı hayvan fosiline rastlandı.
Paleontologlar, bu keşiflerden birinde, 10 metreden daha uzun ve yaklaşık 125 milyon yıl önce yaşadığı tahmin edilen yırtıcı hayvanın kalıntılarını buldu. İngiltere’deki Wight Adası’nın güneybatı kıyısında bulunan kemiklerin iki ayaklı, timsah yüzlü, yırtıcı bir spinosaurid dinozoruna ait olduğu aktarıldı.
Yine İngiltere’de bulunan 560 milyon yıllık fosilin ise halihazırda denizanasının da içinde olduğu “knidliler/cnidaria” türünün öncüsü olarak düşünüldüğü ifade edildi. Bu fosil ile yırtıcı hayvanlara dair yaklaşık 20 milyon yıllık bir tarihe ışık tutulurken 20 santimetre boyundaki fosilin aynı zamanda gerçek bir iskelete sahip bir organizmanın ilk örneği olabileceği düşünülüyor.
Öte yandan, Güney Amerika ülkesi Arjantin’de paleontologlar, daha önce bilinmeyen “kolsuz” bir dinozor türü keşfederken bu yeni dinozor türüne “Guemesia ochoai” adı verildi. Paleontologlar, kolsuz aileye ait bu kafatasının, Arjantin’in kuzeybatısında bulunan türünün tek örneği olduğu ve bu yeni türün kafatasının oldukça küçük olduğuna işaret etti.
MÖ 2. İLE MS 1. YÜZYILLARINA AİT HEYKELLER BULUNDU
İtalya’nın Toskana bölgesinde 2 bin 300 yıllık 24 iyi korunmuş antik bronz heykel gün yüzüne çıkarıldı. Bölgedeki termal havuzların bulunduğu San Casciano dei Bagni’de yapılan kazılarda havuzun dibindeki çamur sayesinde son derece iyi korunmuş bu heykellerin, milattan önce 2. yüzyıl ile milattan sonra 1. yüzyıl arasındaki döneme ait olduğu aktarıldı. Eserler arasında Yunan ve Roma mitolojisine ait bazı tanrılarla, imparator heykellerinin bulunduğuna dikkat çekildi.
31 BİN YIL ÖNCE TARİHİN İLK AMPÜTASYONU YAPILMIŞ OLABİLİR
Bilim dünyasının tarihe ışık tutan keşiflerinden biri de Güney Asya’daki Borneo Adası’nda gerçekleşti.
Adada bulunan bir iskeletin diş ve çevresinden toplanılan kalıntıların incelenmesi sonucu iskeletin 31 bin yıl öncesine ait olduğu ve iskeletin bir bacağının kesik olduğu tespit edildi.
Bilim insanları bu kesik bacağın şekli nedeniyle de tarihin ilk ampütasyonu olabileceğini bildirdi.
222 YIL ÖNCESİNE BİR GEMİ ORTAYA ÇIKTI
ABD’nin Florida eyaletinde kıyı erozyonu sonucu 1800’lerden kalma ahşap gemi enkazına rastlandı.
Ülkedeki Ian ve Nicole kasırgaları nedeniyle yaşanan kıyı erozyonunun ardından Florida’da yaklaşık 200 yıl kumun altında kalan 19. yüzyıla ait 25-30 metre boyutlarında olduğu tahmin edilen geminin bir kısmının yüzeye çıktığı bildirildi.
Öte yandan, Mısır’ın Sina Yarımadası bölgesinde ise MÖ 30 ile MS 395 yılları arasında ülkede hüküm süren Roma İmparatorluğu dönemine ait bir tapınağın kalıntıları tespit edildi. Mısırlı arkeologların çalışmaları sonucu Roma İmparatorluğu döneminde tanrı olarak kabul edilen Zeus Cassius’a ait tapınağın kalıntıları gün yüzüne çıkarıldı.