Araştırmacılar, bir kuantum bilgisayarda iki kara deliği simüle ettiklerini ve aralarında mesaj ilettiklerini açıkladılar. Nature dergisinde yayınlanan araştırmada deney sırasında fiziksel olarak uzay ve zamanda herhangi bir kırılma yaratılmadığını belirtildi.
Uzay ve zamanda bir kırılma olan solucan deliği, bir köprü olarak kabul edilir. Bilim insanları, solucan deliğini tanımlayan Albert Einstein ve Nathan Rosen’dan sonra “Einstein-Rosen köprüsü” olarak da adlandırıyorlar.
Çalışmanın ortak yazarı Joseph Lykken, “Bu noktada söyleyebileceğimiz şey, baktığımız özellikler açısından bir solucan deliğine benzeyen bir şeye sahip olduğumuz” dedi.
TEORİDE OLUŞTURULDU
Araştırmanın ortak yazarlarından Maria Spiropulu ise, oluşturdukları deneyi bebek solucan deliği özelliklerine sahip olarak tanımladı ve şimdi adım adım yetişkin solucan delikleri ve yürümeye başlayan solucan delikleri yapmayı umduklarını söyledi.
Deneyde yer almayan uzmanlar, fiziksel bir solucan deliğinin aslında yaratılmadığına dikkat çektiler. MIT’den Daniel Harlow, New York Times’a deneyin basit bir modellemeye dayandığını ve bir kalem ve kağıt kullanılarak da çalışılabileceğini söyledi.
Harlow, “Bunun bize kuantum yerçekimi hakkında zaten bilmediğimiz hiçbir şey öğretmediğini söyleyebilirim. Öte yandan, bunun teknik bir başarı olarak heyecan verici olduğunu düşünüyorum, çünkü bunu bile yapamazsak ve şimdiye kadar yapamadık, o zaman daha ilginç kuantum yerçekimi teorilerini simüle etmek kesinlikle masadan kalkmış olur” dedi.
CANLILARIN KULLANABİLECEĞİ BİR PORTAL DEĞİL
Çalışma yazarları ise, insanların veya diğer canlılarının böyle bir portal aracılığıyla gönderilebilmekten çok uzak olduğunu belirttiler. Spiropulu, “İnsanlar bana gelip ‘Köpeğinizi solucan deliğine sokabilir misiniz?’ diye soruyorlar. Yani hayır. Bu çok büyük bir sıçrama” dedi.
Lykken ise şunları ekledi: “Bir şeyin prensipte mümkün olması ile gerçekte mümkün olması arasında fark vardır. Öyleyse köpeğinizi solucan deliğinden geçirme konusunda heyecanlanmayın. Ama bir yerden başlamalı. Ve bence bu işe bir şekilde el atabiliyor olmamız çok heyecan verici.”
